Suriye’deki Baas rejimi yalnızca muhaliflere değil Filistinlilere de İsrail’i aratmayacak zulümler uygulamasıyla biliniyordu. 2015’te Türkiye’ye sığınan Filistinli Ahmed ailesi bunlardan birisi. Şimdiye kadar 3 sefer meskenlerini terk etmek zorunda kaldığını söyleyen 80 yaşındaki Name Ahmed, yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı. Filistin’nin kuzeydoğusunda bulunan Safed Köyü’nden 14 yaşında göç etmek zorunda kalan Ahmed, “Siyonist çeteler köyümüzü basarak insanları öldürmeye başladı. Bölgeyi boşaltmadığımız takdirde hepimizi öldüreceklerini anonsla söylüyorlardı. Konutumuza gelip bizi zorla dışarı attılar. Gözümüzün önünde insanları öldürüyorlardı. Çok sıkıntı günler geçirdik” dedi.
Evlerini terk edip Golan Tepeleri’ne ulaşana dek yürüdüklerini söz eden Ahmed, “Oradaki kamplarda çadırlar kurduk. Haziran 1967’deki Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra daha inançlı bir yere sığınmaya karar verdik. Bu mecbur bırakıldığımız ikinci seyahatti. Ailem ve ben, şahsî eşyalarımızı, battaniyelerimizi ve kimi mutfak eşyalarımızı taşıyarak bir kamyonla Şam’a gitmek üzere Golan’dan ayrıldık. Akabinde Yermuk Kampı’na sığındık. Burada bir hayat kurmaya çalıştık, kendi ellerimizle konut inşa ettik. Suriye’ye göç ettiğimizde çok daha fazla zulüm ve azapla karşılaştık” halinde konuştu.
Suriye’ye göç ettiği günlerde şiddetli günler yaşadığını tabir eden Ahmed, “Hayatımız sürgünde geçti. Göç ettiğimiz hiçbir yerde barınamadık. Büyük oğlum savaşın başında şehit oldu, akabinde evvel beni ve kızımı tutukladılar. Sednaya Hapishanesi’nde yaklaşık 5 ay tutuklu kaldık. Orada üzerimizde sigaralar söndürdüler, görmediğimiz azap kalmadı. Eşim rejimin görevlilerine yüksek ölçüde fidye ödeyerek bizi kurtardı. Hayatımın en makûs 5 ayını yaşadığımı düşünürken, Suriye rejimi bu defa oğlumu ve eşimi tutukladı. Senelerce Sednaya’da hapsedilen eşim ve çocuğumun Suriye’nin özgürleşmesinden sonra şehit olduklarını öğrendik. Rejim bize yaşamayı da çok gördü” sözlerini kullandı.
2015 yılında Türkiye’ye göç ettiklerini lisana getiren Ahmed, Türkiye’de inançta olduklarını belirterek, “Suriye’de zulüm, baskı ve azaplara maruz kaldığımız için insan muamelesi görmüyorduk. Yaşadığımız onca acının akabinde Suriye’de kalmak istemedik ve Türkiye’ye göç etmeye karar verdik. Türkiye’den Allah razı olsun. Üçüncü göç seyahatimizde bizleri kabul etti. Türkiye’de kendimizi memnun ve inançta hissediyoruz. Şu vakte kadar olumsuz hiçbir şey yaşamadık, tam karşıtı Türk halkı Filistinli olduğumuz için bizlere çok değer verdi” dedi.
Sednaya’da çok ağır azaplara maruz kaldıkları için kızının psikolojisinin bozulduğunu vurgulayan Ahmed, “Kızımın Suriye sözünü duymaya dahi tahammülü yok. Rejim konutumu yıktı, eşimi ve çocuklarımı öldürdü. Yalnızca Filistinli olduğumuz için bize zulmettiler. Ben ve ailem Suriye’de çok fazla haksızlık yaşadık. Filistin eninde sonunda özgürleşecek ve biz vatanımıza sağ salim döneceğiz ancak bizim hatamız ne. Dünyadan Filistin halkına adalet getirmesini istiyoruz. Bizim acılarımızı duymayan, görmeyen bir dünya var” değerlendirmesi yaptı.